dışarı
dışarı, açık havada
serbest, dışarı
dışarı
dışarı, alçak
dışarı, dolaşımda
bitmiş, tamamlanmış
tamamen, bütünüyle
sönmüş, kapatılmış
silinmiş, çıkarılmış
karar verme aşamasında, müzakere ediyor
uzakta, mesafede
dışarı, iktidardan düşmüş
dışarı, dışında
dışarı, ortaya
Kıyafetleri bağış yığınlarına ayırdı., Kıyafetleri bağış için yığınlara ayırdı.
bilinçsiz, nakavt
devre dışı, bozuk
oyun dışı, elenmiş
dışarı, dışarıda
oyun dışı kalma
yasak
dışarı, dışarıda
dışarıya
dış, dışarı
dışarı, sayı dışı
mevcut, yayınlanmış
mevcut, dolaşımda
açılmış, tomurcuklanmış
açıkça LGBTQ+, LGBTQ+ olarak açılmış
demode
nakavt, sayı dışı
yanlış, hatalı
hariç, yasak
elenmiş, dışarı
iktidar dışı, güçte değil
dışarı, çıkış
kararlı, azimli
eleme, out
bir çıkış yolu, bir kaçış
muhalefet, iktidar dışı
açığa çıkarmak, ifşa etmek
ortaya çıkmak, meydana çıkmak
büyük
dış-, harici-
çıkış, giden



























