far-off
Örnekler
They dreamed of exploring the far-off lands they read about in books.
Kitaplarda okudukları uzak diyarları keşfetmeyi hayal ediyorlardı.
Her ancestors came from a far-off village in the mountains.
Ataları, dağlardaki uzak bir köyden geldi.
Örnekler
She dreamed of a far-off future where peace reigned worldwide.
Dünya çapında barışın hüküm sürdüğü uzak bir gelecek hayal etti.
The ruins spoke of a far-off era of grandeur.
Harabeler, bir zamanların ihtişamına ait uzak bir dönemi anlatıyordu.



























