insensible
in
ˌɪn
in
sen
ˈsɛn
sen
si
se
ble
bəl
bel
British pronunciation
/ɪnsˈɛnsəbə‍l/

"insensible"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

insensible
01

bilinçsiz

unable to feel or experience physical sensation
example
Örnekler
After the accident, he was rendered insensible from the neck down due to spinal cord injuries.
Kazadan sonra, omurilik yaralanmaları nedeniyle boynundan aşağısı hissiz kaldı.
Prolonged exposure to extreme cold can cause body parts like fingers to become insensible.
Uzun süre aşırı soğuğa maruz kalmak, parmaklar gibi vücut parçalarının hissiz hale gelmesine neden olabilir.
02

duyumsuz

barely able to be perceived through sensory observation
example
Örnekler
The pulse was so weak and subtle that it was nearly insensible to the touch.
Nabız o kadar zayıf ve inceydi ki dokunuşa neredeyse hissedilemezdi.
Standing so close, their whispered words were merely insensible breaths against my ear.
O kadar yakın duruyorlardı ki, fısıldadıkları sözler kulağımda sadece algılanamaz nefeslerdi.
03

hissiz, bilinçsiz

unconscious or unable to perceive or respond to stimuli, often due to injury or shock
example
Örnekler
He lay insensible on the ground after the fall.
Düşüşten sonra yerde bilinçsiz yatıyordu.
The patient was insensible and unresponsive after the surgery.
Hasta, ameliyattan sonra hissiz ve tepkisizdi.
04

duyarsız, kayıtsız

not noticing or caring about something
example
Örnekler
Despite the noise, he remained insensible to the commotion outside.
Gürültüye rağmen, dışarıdaki kargaşaya karşı duyarsız kaldı.
She appeared insensible to the pain, continuing to work despite her injury.
Acıya karşı duyarsız görünüyordu, yaralanmasına rağmen çalışmaya devam ediyordu.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store