to label
01
etiketlemek
to stick or put something such as tag or marker, with a little information written on it, on an object
Transitive: to label sth
Örnekler
I will label the boxes with their contents for easy unpacking.
Kolay açılmaları için kutuları içerikleriyle etiketleyeceğim.
Please label the files on the shelf to maintain organization.
Lütfen, organizasyonu korumak için raf üzerindeki dosyaları etiketleyin.
02
etiketlemek, damgalamak
to assign a quality to someone or something in order to categorize them
Complex Transitive: to label sb/sth as sth
Örnekler
They labeled her as a troublemaker because of her outspoken nature.
Açık sözlü doğası nedeniyle ona bir baş belası etiketini yapıştırdılar.
The critics labeled the film as a masterpiece for its innovative storytelling.
Eleştirmenler, yenilikçi hikaye anlatımı için filmi bir başyapıt olarak nitelendirdi.
03
etiketlemek, işaretlemek
to mark or identify a cell or compound by adding a recognizable element, like a dye or a labeled atom, making it distinguishable from others
Transitive: to label a cell or compound with a chemical marker
Örnekler
The researchers labeled the protein with a fluorescent dye to visualize its distribution within the cell.
Araştırmacılar, hücre içindeki dağılımını görselleştirmek için proteini floresan bir boya ile işaretlediler.
The laboratory technician labeled the DNA sample with a specific chemical marker for identification purposes.
Laboratuvar teknisyeni, tanımlama amacıyla DNA örneğini belirli bir kimyasal işaretleyici ile etiketledi.
04
işaretlemek, etiketlemek
to substitute specific atoms or elements with their isotopes to track it through a reaction, metabolic pathway, or cell
Transitive: to label atoms or elements with their isotopes
Örnekler
The chemists labeled the glucose molecules with carbon-13 isotopes to trace their metabolism in the body.
Kimyagerler, vücuttaki metabolizmalarını izlemek için glikoz moleküllerini karbon-13 izotopları ile işaretlediler.
Researchers labeled the amino acids with nitrogen-15 isotopes to study protein synthesis in cells.
Araştırmacılar, hücrelerde protein sentezini incelemek için amino asitleri nitrojen-15 izotopları ile işaretlediler.
Label
01
etiket
a marker attached to an object that gives extra information about it
Örnekler
The label on the jar listed all the ingredients used in the jam.
Kavanozun üzerindeki etiket, reçelde kullanılan tüm malzemeleri listeliyordu.
She checked the label to see the washing instructions for her new sweater.
Yeni kazağının yıkama talimatlarını görmek için etiketi kontrol etti.
02
marka
the trade name of a company that makes designer clothes
Örnekler
She always dreams of wearing dresses from her favorite fashion label.
O her zaman en sevdiği moda markasının elbiselerini giymeyi hayal eder.
The new collection from the renowned label was showcased at Fashion Week.
Ünlü markanın yeni koleksiyonu Moda Haftası'nda sergilendi.
03
müzik yapım şirketi
the name or trademark of a company that produces music records
Örnekler
She ’s been working for a popular music label for over a decade.
O, on yıldan fazla bir süredir popüler bir müzik şirketi için çalışıyor.
The new artist was discovered by a small indie label.
Yeni sanatçı, küçük bir indie plak şirketi tarafından keşfedildi.
04
etiket, etiketleme
a brief description given for purposes of identification
05
işaretleyici, radyoaktif izleyici
a radioactive isotope that is used in a compound in order to trace the mechanism of a chemical reaction
Leksikal Ağaç
labeled
label
