exfoliate
ex
ɛk
ek
fo
ˈsfoʊ
sfo
liate
lieɪt
lieyt
British pronunciation
/ɛksfˈə‍ʊlɪˌe‍ɪt/

"exfoliate"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

to exfoliate
01

soymak, pul pul dökülmek

to shed materials in small pieces, layers, or scales
Intransitive
to exfoliate definition and meaning
example
Örnekler
The tree bark exfoliates as it grows, revealing a smoother layer underneath.
Ağaç kabuğu büyüdükçe pul pul dökülür, altında daha pürüzsüz bir tabaka ortaya çıkar.
Certain paint finishes may exfoliate, leading to the need for repainting.
Bazı boya kaplamaları pul pul dökülebilir, bu da yeniden boyama ihtiyacı doğurur.
02

peeling yapmak

to remove dead or dry skin cells from the surface of the skin, usually by using a scrub or exfoliating product
Transitive: to exfoliate the skin
example
Örnekler
After a long day outdoors, she likes to exfoliate her skin to remove any dirt and dead cells.
Uzun bir günün ardından açık havada, cildindeki kir ve ölü hücreleri temizlemek için cildini peeling yapmayı sever.
He exfoliates his face twice a week to keep his skin smooth and free from breakouts.
O, cildini pürüzsüz ve sivilcelerden uzak tutmak için haftada iki kez yüzünü peeling yapar.
03

açılmak, genişlemek

to unfold or expand in a manner similar to the opening of leaves
Intransitive
example
Örnekler
The flower petals exfoliated in the warm sunlight, revealing their vibrant colors.
Çiçek yaprakları sıcak güneş ışığında soyuldu, canlı renklerini ortaya çıkardı.
As the fern grows, its fronds exfoliate gracefully, forming a lush canopy in the forest.
Eğrelti otu büyüdükçe, yaprakları zarifçe açılır ve ormanda gür bir örtü oluşturur.
04

soymak, tabakalamak

to remove thin layers of material from a surface
Transitive: to exfoliate layers of material
example
Örnekler
Over time, weathering can exfoliate the outer layers of rock, revealing the underlying structure.
Zamanla, hava koşulları kayaların dış katmanlarını soyabilir, alttaki yapıyı ortaya çıkarabilir.
High winds can exfoliate the paint on wooden surfaces, exposing the bare wood underneath.
Kuvvetli rüzgarlar ahşap yüzeylerdeki boyayı soyabilir, alttaki çıplak ahşabı ortaya çıkarabilir.
05

soymak, açmak

to facilitate the unfolding or spreading out of something, resembling the process of leaves unfurling
Transitive: to exfoliate a sheet
example
Örnekler
The gardener exfoliated the plant's leaves by gently massaging them, encouraging them to open fully.
Bahçıvan, bitkinin yapraklarını nazikçe masaj yaparak soydu, onların tamamen açılmasını teşvik etti.
The art teacher showed the students how to exfoliate the paper by dampening it before painting.
Sanat öğretmeni, öğrencilere boyama yapmadan önce kağıdı nemlendirerek nasıl soyabileceklerini gösterdi.
06

pulu dökülmek, tabakalar halinde ayrılmak

(of rocks or minerals) to peel or flake off thin layers as a result of exposure to weathering or heating processes
Intransitive
example
Örnekler
The granite boulders exfoliated over time, revealing smooth surfaces where layers had peeled away.
Granit kayalar zamanla soyuldu, katmanların ayrıldığı pürüzsüz yüzeyleri ortaya çıkardı.
The sandstone cliffs exfoliated in the desert heat, leaving behind sheer faces with exposed layers.
Kumtaşı kayalıkları çöl sıcağında pul pul döküldü, arkalarında açıkta kalan katmanlarla dik yüzler bıraktı.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store