to exhale
01
nefes vermek
to breathe air or smoke out through the mouth or nose
Intransitive
Örnekler
After holding her breath, she slowly exhaled and relaxed.
Nefesini tuttuktan sonra, yavaşça nefes verdi ve rahatladı.
In cold weather, you can see your breath as you exhale into the chilly air.
Soğuk havalarda, soğuk havaya nefes verirken nefesinizi görebilirsiniz.
02
nefes vermek, dışarı vermek
to expel air, smoke, or gases from the lungs intentionally
Transitive: to exhale breath or smoke
Örnekler
He exhaled the smoke slowly, watching it curl into the air.
Dumanı yavaşça dışarı verdi, havada kıvrıldığını izledi.
He exhaled a sigh of frustration, feeling the weight of the situation.
O, durumun ağırlığını hissederek bir hayal kırıklığı iç çekişi verdi.
