to write
01
yazmak
to make letters, words, or numbers on a surface, usually on a piece of paper, with a pen or pencil
Transitive: to write sth | to write sth on a paper or surface
Örnekler
Can you write your address on this form?
Bu form üzerine adresinizi yazabilir misiniz?
He quickly wrote the important phone number.
Önemli telefon numarasını hızlıca yazdı.
1.1
yazmak, çalışmak
(of a pen or pencil) to function properly or in way that is mentioned
Intransitive
Örnekler
The marker cap was left off, and now it wo n't write.
Kalemin kapağı açık kaldı ve şimdi yazmıyor.
I need a new pen; this one is n't writing smoothly.
Yeni bir kaleme ihtiyacım var; bu düzgün yazmıyor.
1.2
yazabilmek
to know how to use a pen, pencil, etc. to mark coherent or readable words or letters
Intransitive
Örnekler
I 'm teaching my little brother how to write.
Küçük kardeşime nasıl yazılacağını öğretiyorum.
They offer classes for adults to learn to read and write.
Yetişkinlerin okuma ve yazma öğrenmesi için dersler sunuyorlar.
02
yazmak, kaleme almak
to compose a written message and send it to someone as a letter or email
Transitive: to write to sb
Intransitive
Örnekler
I 'll miss you. Please write to me soon.
Seni özleyeceğim. Lütfen bana yakında yaz.
I 'm writing to ask about the job opening.
İş ilanı hakkında sormak için yazıyorum.
2.1
yazmak, doldurmak
to put the information that is required in the appropriate places on a form
Transitive: to write sth
Örnekler
They wrote a check for the rent payment.
Kira ödemesi için bir çek yazdılar.
She 's writing a prescription for your medication.
O, ilacınız için bir reçete yazıyor.
03
edebi eser yazmak
to produce or compose a piece of literary work or a text to be published or reproduced
Transitive: to write a literary or scholarly work
Örnekler
She wrote a screenplay for a movie.
O bir film için senaryo yazdı.
He 's been practicing to write a short story.
Kısa bir hikaye yazmak için pratik yapıyor.
3.1
bestelemek, yazmak
to compose a musical piece
Transitive: to write a musical piece
Örnekler
He 's been working hard to write a new guitar riff.
Yeni bir gitar riffi yazmak için çok çalışıyor.
They 're planning to write a symphony for the orchestra.
Orkestra için bir senfoni yazmayı planlıyorlar.
3.2
yazmak
to state or declare the words or the information mentioned, especially in a book
Transitive: to write that | to write of a subject | to write about a subject
Örnekler
The historian wrote that the event marked a turning point in history.
Tarihçi, olayın tarihte bir dönüm noktası olduğunu yazdı.
The journalist wrote of the challenges faced by the local community.
Gazeteci, yerel topluluğun karşılaştığı zorlukları yazdı.
04
veri yazmak
(computing) to enter data into a computer or disk
Transitive: to write data to a computer or disk
Örnekler
The program encountered an issue while trying to write the downloaded content to the disk.
Program, indirilen içeriği diske yazmaya çalışırken bir sorunla karşılaştı.
The application crashed while trying to write data to memory.
Uygulama, verileri belleğe yazmaya çalışırken çöktü.
Leksikal Ağaç
overwrite
rewrite
underwrite
write
