to infuse
01
aşılamak, doldurmak
to fill something or someone with a particular quality, flavor, or emotion
Transitive: to infuse sb/sth with a quality or emotion
Örnekler
To create a calming atmosphere, she used essential oils to infuse the room with soothing scents.
Sakinleştirici bir atmosfer yaratmak için, odayı rahatlatıcı kokularla doldurmak amacıyla uçucu yağlar kullandı.
The artist used vibrant colors to infuse the painting with a sense of energy and vitality.
Sanatçı, tabloya bir enerji ve canlılık hissi aşılamak için canlı renkler kullandı.
02
aşılamak
to slowly administer a drug or other substance through a needle or catheter into the bloodstream
Transitive: to infuse sth
Complex Transitive: to infuse sth into sth
Örnekler
The nurse carefully monitored the IV drip to infuse the antibiotics into the patient's bloodstream over the course of several hours.
Hemşire, antibiyotikleri hastanın kan dolaşımına birkaç saat boyunca vermek için damlalığı dikkatlice izledi.
It 's important to infuse the pain medication at a controlled rate to minimize side effects and ensure patient comfort.
Yan etkileri en aza indirmek ve hasta konforunu sağlamak için ağrı kesici ilacın kontrollü bir hızda infüze edilmesi önemlidir.
03
demlemek
to soak something in liquid in order to get the flavor of it
Transitive: to infuse a food ingredient in a liquid
Örnekler
She infuses tea leaves in hot water for several minutes, allowing the brew to develop its full flavor and aroma.
O, birkaç dakika boyunca sıcak suda çay yapraklarını demler, içeceğin tam lezzetini ve aromasını geliştirmesine izin verir.
To prepare the broth, the chef infused the chicken bones in simmering water for hours.
Et suyu hazırlamak için, şef tavuk kemiklerini saatlerce kaynayan suda demledi.
04
aşılamak, işlemek
to instill or imbue a quality, feeling, or characteristic into someone or something
Complex Transitive: to infuse sth into sb/sth
Örnekler
The coach sought to infuse a sense of resilience and teamwork into his players.
Koç, oyuncularına bir dayanıklılık ve takım çalışması duygusu aşılamak istedi.
She aimed to infuse creativity and innovation into the company culture.
Şirket kültürüne yaratıcılık ve yenilik aşılamayı hedefledi.
