to infuriate
Örnekler
His dishonesty infuriated his colleagues.
Onun dürüst olmayışı meslektaşlarını öfkelendirdi.
The blatant disregard for the rules infuriated the coach.
Kurallara yapılan açık saygısızlık koçu çileden çıkardı.
Leksikal Ağaç
infuriated
infuriating
infuriation
infuriate



























