Shadow
01
gölge
a dark shape on a surface made by a person or object blocking the light
Örnekler
The shadow of the building loomed over the park.
Binanın gölgesi parkın üzerinde belirdi.
The tree cast a long shadow on the ground during sunset.
Ağaç, gün batımında yere uzun bir gölge düşürdü.
02
gölge, karanlık alan
an unilluminated area
03
gölge, hayalet
something existing in perception only
04
sığınak, gizlenme yeri
refuge from danger or observation
05
iz, kalıntı
an indication that something has been present
06
önsezi, hissi kablelvuku
a premonition of something adverse
07
gölge, takipçi
a spy employed to follow someone and report their movements
08
gölge, ayrılmaz arkadaş
an inseparable companion
09
gölge, baskın ve yaygın varlık
a dominating and pervasive presence
to shadow
01
takip etmek, gizlice izlemek
to secretly track or follow someone, typically without their awareness
Transitive: to shadow sb
Örnekler
Detective Rodriguez decided to shadow the suspect throughout the day to gather more information.
Dedektif Rodriguez, daha fazla bilgi toplamak için gün boyunca şüpheliyi takip etmeye karar verdi.
Unbeknownst to Sarah, a mysterious figure had been shadowing her movements for days.
Sarah'ın haberi olmadan, gizemli bir figür günlerdir onun hareketlerini gölgeliyordu.
02
gölgelemek, gölge düşürmek
to block or obstruct light, casting a darker area on a surface
Transitive: to shadow sth
Örnekler
As the sun set, the tall trees began to shadow the entire backyard.
Güneş batarken, uzun ağaçlar arka bahçenin tamamını gölgelemeye başladı.
The building 's overhangs were strategically designed to shadow the windows.
Binanın saçakları, pencereleri gölgelemek için stratejik olarak tasarlandı.
03
gölgelemek, yakından takip etmek
to follow someone closely in order to observe and learn from them, often by copying their actions, behavior, or techniques
Transitive: to shadow sb
Örnekler
The intern was assigned to shadow the senior manager to learn the ropes of the new project.
Stajyer, yeni projenin inceliklerini öğrenmek için kıdemli yöneticiyi yakından takip etmekle görevlendirildi.
Aspiring chefs often shadow experienced cooks in the kitchen to master culinary techniques.
Aşçı adayları, mutfak tekniklerinde ustalaşmak için genellikle mutfakta deneyimli aşçıları yakından takip eder.
Leksikal Ağaç
shadowy
shadow
