to itch
01
kaşımak, kaşınmak
to scratch or rub the skin in response to an itching sensation
Transitive: to itch a body part or rash
Örnekler
He could n’t stop itching his arm after the mosquito bite.
Sivrisinek ısırığından sonra kolunu kaşımaktan vazgeçemedi.
The more he itched the rash, the worse it seemed to get.
Ne kadar çok kaşıdıysa döküntü, o kadar kötüleşiyor gibi görünüyordu.
02
kaşınmak, kaşıntı yapmak
to feel a sensation on the skin that makes one want to scratch
Intransitive
Örnekler
After being bitten by mosquitoes, her legs began to itch uncontrollably.
Sivrisinekler tarafından ısırıldıktan sonra, bacakları kontrol edilemez bir şekilde kaşınmaya başladı.
Wearing a wool sweater made his skin itch throughout the day.
Yün bir kazak giymek, cildinin gün boyu kaşınmasına neden oldu.
Örnekler
The children were itching to open their presents on Christmas morning.
Çocuklar Noel sabahı hediyelerini açmak için yanıp tutuşuyorlardı.
She was itching to share the exciting news with her friends.
O, heyecan verici haberi arkadaşlarıyla paylaşmak için yanıp tutuşuyordu.
04
kaşındırmak, kaşıntı yapmak
to make someone or something feel the sensation of itching
Transitive: to itch a person or body part
Örnekler
The wool sweater itched his skin and caused a rash.
Yün kazak cildini kaşındırdı ve bir döküntüye neden oldu.
The new soap seemed to itch her skin, making her uncomfortable all day.
Yeni sabun cildini kaşındırıyor gibiydi, bu da onu bütün gün rahatsız hissettirdi.
Itch
01
kaşıntı, kaşınma
an irritating feeling on the skin that would be eased by scratching that area
Örnekler
The mosquito bite caused a persistent itch on my arm.
Sivrisinek ısırığı kolumda kalıcı bir kaşıntıya neden oldu.
She could n't focus because of the annoying itch on her back.
Sırtındaki rahatsız edici kaşıntı yüzünden odaklanamıyordu.
02
kaşıntı, dayanılmaz istek
a strong, restless urge or desire to do something
Örnekler
After years away from the stage, she felt an itch to perform again.
Sahneden yıllar sonra uzakta, tekrar performans sergilemek için bir kaşıntı hissetti.
He had an itch to travel and explore new countries.
Seyahat etmek ve yeni ülkeler keşfetmek için bir dürtü vardı.
03
uyuz, kaşıntı
a contagious skin infection caused by the itch mite; characterized by persistent itching and skin irritation
Leksikal Ağaç
itching
itch



























