Ara
kırmak
kırmak, çatlamak
kaçmak, firar etmek
kırmak, kırılmak
ihlal etmek
bozulmak
kesmek
mola vermek
gücünü azaltmak
yükseltmek (skor, rekor)
bırakmak (alışkanlık)
bozmak (psikoloji, sağlık)
grevi sonlandırmak
dayanamamak
özellikle güç kullanarak son vermek
çatallaşmak (ergen erkeklerin buluğ çağındaki sesi)
duygusal gerginlik nedeniyle aniden değişmek (ses)
çözmek
acil haber olarak sunmak
kötü haber vermek
ayrılmak (sarılma hareketinden)
yaralamak
seti bozmak
para bozdurmak
bilardoda açılış vuruşunu yapmak
deniz yüzeyinden yükselmek, boylu boyunca dalgalanmak
fırtına kopmak
çarparak köpük veya püskürtü haline gelmek (su, dalga)
olmak
kesilmek (fırtına, kötü hava koşulları)
kasa açmak
mola
kemik kırılması
What is a "break"?
A break, in the context of a noun, refers to a fracture or crack in hard tissue, like bone, typically caused by injury or underlying medical conditions. It involves the separation or disruption of the bone structure, often resulting in pain, swelling, and loss of function in the affected area. Healing a break usually requires medical attention, which may involve casting or surgery depending on the seriousness of the injury. Proper treatment and recovery are essential for restoring function and preventing complications in the affected bone.
kesinti, ara verme
şans
kırılma, bozma
kopma, ayrılık
kırılma, yer yarılması
interruption, ara vermek
sıçrama, patlama
break, açılış atışı
firar
dağıtıcı çerçeve, mücadelede başarısızlık
break, kırmak
kırılma, arada kesilme
ton değişimi, kırılma
reklam
mola, ara vermek
break
breaker
breaker
breaking
breaking