koymak, yerleştirmek
yerleştirmek, konumlandırmak
dikmek, toprağa ekmek
düzenlemek, sayfa düzenlemesi yapmak
yerleştirmek, mıhlamak
ayarlamak
kurmak, hazırlamak
belirlemek
batmak, kaybolmak
koymak, yerleştirmek
katılaşmak
kaynamak (kırık bir kemiğin uçları birbirine)
neden olmak
şekil vermek
kaynamak, iyileşmek
belirlemek
rekor kırmak
atamak, belirlemek
hazırlamak, oluşturmak
meyve vermek
tutmak, oluşmak
belirlemek, saptamak
birine veya bir şeye güçlü ve fark edilir bir etki yapmak, birinin veya bir şeyin üzerine ağır gelmek
sabit bir ifade takınmak, belirli bir ifade benimsemek
ifade vermek, yüz ifadesi kazandırmak
dik durmak ve işaret etmek, hedef göstermek
bilemek, keskinleştirmek
çakmak, sabitlemek
senkronize dans hareketleri yapmak, bir eşle birlikte koreografi yapmak
yönelmek, ilerlemek
yerleşmek, pozisyon almak
engellemek, kontratak yapmak
süslemek, bezemek
salıvermek, dağıtmak
sahne
an informal association or group of people
küme, grup
a series of exercises performed consecutively in physical training
the act of placing or positioning something
cihaz
a temporary mental or behavioral readiness to respond in a particular way
a relatively enduring tendency or inclination to react in a specific way
the going down of a celestial body below the horizon
küme
an Egyptian deity depicted with the head of a beast with high square ears and a long snout, brother and murderer of Osiris
the process of becoming hard, solid, or fixed through cooling, drying, or crystallization
a unit of play in tennis, squash, or similar sports, typically consisting of a sequence of games
okunan şarkılar
aynı değerde kartlardan oluşan karma
set, oyun
pas, hazır pas
hazır
fixed, firm, or immovable
located, positioned, or situated in a particular place
arranged, organized, or planned in advance
(of a celestial body) positioned or lying below the horizon
hardened or converted to a solid form
decided, determined, or established by authority or prior agreement
Leksikal Ağaç



























