kesmek
azaltmak, kısmak
kesmek, yaralamak
kesmek, kırpmak
kesmek, çıkarmak
saç kestirmek
kapatmak
kesmek, yol açmak
kesmek, biçmek
kaydetmek, kayıt yapmak
çekimi kesmek
kurgulamak, kesmek
kesmek, kesişmek
aniden yön değiştirmek
hazırlamak, üretmek
topa ters yönden vurmak
belli bir stilde terzilik yapmak
bir gruptan çıkmak
hadım etmek, kısırlaştırmak
çıkmak, belirmek
durmak
kesmek, azaltmak
görmezden gelmek, yok saymak
ikiye ayırmak
kesilmek
keskin olmak
nüfuz etmek
hasat etmek
şekillendirmek
görüntü veya ses değişikliği yapmak
acele ile geçmek
görünmek
yönetebilmek
katılmamak
kesilmiş
düşmüş
şekillendirilmiş
kısaltılmış
kesilmiş
kırpılmış
kısırlaştırılmış
suyla karıştırılmış
keskin, belirgin
kesik
saç kesimi
bir parça et
indirim, kesinti
the action of opening or penetrating a surface with a sharp edge
kestik
a trench or channel formed by excavation or erosion
the action of reducing length by chopping off ends
the action of dividing something into parts
a deliberate act of ignoring or refusing to acknowledge someone
a missed session or day of work or class without permission
vurucunun atılmış bir topa vurma girişimi
kesme vuruşu, kontrollü vuruş
the action of dividing a deck of cards before dealing
an omission made when a written passage is shortened
kırıcı söz
a specific track or selection from a recording or album
Kes!, Kestik!
Leksikal Ağaç



























