violate
vio
ˈvaɪə
vaye
late
ˌleɪt
leyt
British pronunciation
/ˈvaɪəˌleɪt/

"violate"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

to violate
01

ihlal etmek

to disobey or break a regulation, an agreement, etc.
Transitive: to violate a regulation
to violate definition and meaning
example
Örnekler
The company faced legal consequences for violating environmental regulations.
Şirket, çevre düzenlemelerini ihlal ettiği için yasal sonuçlarla karşılaştı.
Individuals who violate traffic laws risk fines and penalties.
Trafik kurallarını ihlal eden bireyler para cezası ve yaptırım riski taşır.
02

ihlal etmek

to not respect someone's rights, privacy, or peace
Transitive: to violate a right
example
Örnekler
He violated her privacy by reading her personal messages without permission.
O, izinsiz kişisel mesajlarını okuyarak onun mahremiyetini ihlal etti.
The company was accused of violating employee rights with unfair practices.
Şirket, adil olmayan uygulamalarla çalışan haklarını ihlal etmekle suçlandı.
03

yıkmak, tahrip etmek

to destroy or severely damage something
Transitive: to violate sth
example
Örnekler
The storm violated the town, leaving buildings in ruins.
Fırtına kasabayı ihlal etti, binaları harabeye çevirdi.
The fire violated the forest, reducing centuries-old trees to ash.
Ateş ormanı ihlal etti, yüzyıllık ağaçları küle çevirdi.
04

tecavüz etmek, cinsel saldırıda bulunmak

to sexually assault or abuse someone without their consent
Transitive: to violate sb
FormalFormal
example
Örnekler
The victim bravely testified about how she was violated by her attacker.
Kurban, saldırganı tarafından nasıl tecavüze uğradığını cesurca anlattı.
The defendant was charged with violating the victim in a public park.
Sanık, bir halk parkında mağduru taciz etmekle suçlandı.
05

kutsal sayılan bir şeyi saygısızlıkla kirletmek, ihlal etmek

to treat something sacred with disrespect or irreverence
Transitive: to violate something sacred
example
Örnekler
He was condemned for violating the temple by taking photos during the ceremony.
Tören sırasında fotoğraf çekerek tapınağı ihlal ettiği için kınandı.
The protestors were criticized for violating the sacred memorial with their graffiti.
Protestocular, kutsal anıtı grafitileriyle ihlal ettikleri için eleştirildi.

Leksikal Ağaç

violated
violation
violative
violate
viol
App
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store