rupture
rup
ˈrəp
rep
ture
ʧɜr
çır
British pronunciation
/ɹˈʌpt‍ʃɐ/

"rupture"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

to rupture
01

patlamak

(of a pipe or similar structure) to burst or break apart suddenly
Intransitive
to rupture definition and meaning
example
Örnekler
The aging water pipe finally ruptured, causing a water leak in the basement.
Eski su borusu sonunda patladı, bodrumda bir su sızıntısına neden oldu.
Extreme pressure can cause a boiler to rupture, posing a significant safety risk.
Aşırı basınç, bir kazanın patlamasına neden olabilir ve bu da önemli bir güvenlik riski oluşturur.
02

ilişkisini kesmek

to cause an agreement or relation to be breached
Transitive: to rupture an agreement or relation
example
Örnekler
The discovery of hidden clauses in the contract ruptured the trust between the two parties, leading to legal disputes.
Sözleşmedeki gizli maddelerin keşfi, iki taraf arasındaki güveni bozdu ve bu da yasal anlaşmazlıklara yol açtı.
The company 's failure to meet deadlines ruptured its longstanding partnership with the supplier.
Şirketin son teslim tarihlerine uyamaması, tedarikçiyle olan uzun süreli ortaklığını kopardı.
03

yırtılmak, patlamak

(of an internal organ) to suffer damage or tearing
Intransitive
example
Örnekler
The eardrum can rupture due to changes in pressure, causing hearing loss.
Kulak zarı, basınç değişiklikleri nedeniyle yırtılabilir, bu da işitme kaybına neden olabilir.
High impact sports can sometimes cause the spleen to rupture, requiring immediate medical attention.
Yüksek etkili sporlar bazen dalağın yırtılmasına neden olabilir, bu da acil tıbbi müdahale gerektirir.
04

yırtmak, patlatmak

to cause an internal organs to tear
Transitive: to rupture an internal organ
example
Örnekler
The impact of the accident was so severe that it ruptured the spleen.
Kazanın etkisi o kadar şiddetliydi ki dalağı yırttı.
Heavy lifting without proper technique can rupture the muscles in the back.
Uygun teknik olmadan ağır kaldırmak, sırt kaslarını yırtabilir.
Rupture
01

kopma, kırılma

the act of making a sudden noisy break
02

kopma, kesilme

an end to an agreement or good relations between people, states, etc.
03

yırtık

a severe injury that causes an internal organ or soft tissue to break or tear suddenly
example
Örnekler
A blood vessel rupture can lead to internal bleeding.
Bir kan damarının yırtılması iç kanamaya yol açabilir.
She felt a sudden sharp pain in her abdomen, fearing it was a sign of an appendix rupture.
Karnında aniden keskin bir ağrı hissetti, bunun apandisit patlaması belirtisi olabileceğinden korktu.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store