to beg
01
yalvarmak
to humbly ask for something, especially when one needs or desires that thing a lot
Transitive: to beg for sth
Ditransitive: to beg sb to do sth
Örnekler
Every day, he begs for a few coins at the street corner.
Her gün, sokak köşesinde birkaç bozuk para için dilencilik yapar.
She begs her parents to let her stay up past her bedtime.
Yatma saatinden sonra uyanık kalmasına izin vermeleri için ebeveynlerine yalvarır.
02
dilenmek, yalvarmak
to ask people for money or food, usually in public places
Intransitive
Örnekler
The beggar held out his hands and begged for alms from the pedestrians.
Dilenci ellerini uzattı ve yayalardan dilendi.
He was forced to beg for sustenance after losing his job and home.
İşini ve evini kaybettikten sonra geçimini sağlamak için dilenmek zorunda kaldı.
03
rica etmek
to earnestly request or implore for something
Transitive: to beg sth
Örnekler
He begged forgiveness from his sister for forgetting her birthday.
Doğum gününü unuttuğu için kız kardeşinden yalvararak af diledi.
The criminal begged mercy during sentencing.
Suçlu, hüküm sırasında merhamet diledi.
04
sakınmak
to avoid settling or dealing with a problem to avoid responsibility
Transitive: to beg a problem or issue
Örnekler
Instead of providing a direct answer, he attempted to beg the issue by changing the subject.
Doğrudan bir cevap vermek yerine, konuyu değiştirerek sorunu savmak için çabaladı.
He sought to beg the issue of his unpaid debts by promising to address them at a later date.
Ödenmemiş borçları konusunu, daha sonra ele alacağına söz vererek kaçınmaya çalıştı.
Leksikal Ağaç
begging
beg
