to recuse
01
reddetmek, çekinmek
to formally object or challenge a judge's participation in a case, often due to concerns about their impartiality or potential conflicts of interest
Transitive: to recuse a judge
Örnekler
The defense attorney may recuse the judge if they believe there is a bias that could affect the trial.
Savunma avukatı, duruşmayı etkileyebilecek bir önyargı olduğuna inanıyorsa, yargıcı reddedebilir.
Last year, the defense successfully recused the judge due to concerns about bias.
Geçen yıl, savunma tarafından yargıcın tarafsızlığı konusundaki endişeler nedeniyle başarıyla reddedildi.
02
çekilmek, reddetmek
(of a judge) to excuse oneself from participating in a case because of a potential conflict of interest or bias
Transitive: to recuse oneself
Örnekler
To ensure fairness, the judge recused himself from the case due to a conflict of interest.
Adaleti sağlamak için, yargıç çıkar çatışması nedeniyle davadan çekildi.
After reviewing the circumstances, the judge chose to recuse herself from the high-profile case.
Koşulları gözden geçirdikten sonra, yargıç yüksek profilli davadan çekilmeyi seçti.
Leksikal Ağaç
recusancy
recusant
recuse
