recurring
Örnekler
She experienced recurring headaches every few days.
O birkaç günde bir tekrarlayan baş ağrıları yaşadı.
The recurring theme in his novels centered around love and loss.
Romanlarındaki tekrarlayan tema, aşk ve kayıp etrafında şekilleniyordu.
02
tekrarlayan
(of a thought, image, or memory) continuously returning to a person's mind repeatedly over time
Örnekler
She could n’t shake the recurring thought of her missed opportunity.
Kaçırdığı fırsatın tekrarlayan düşüncesini aklından atamıyordu.
The recurring image of the accident kept him awake at night.
Kazanın tekrarlayan görüntüsü onu geceleri uyanık tuttu.
03
tekrarlayan, düzenli
paid regularly, rather than as a one-time event
Örnekler
The company relies on recurring revenues from subscription services to maintain steady growth.
Şirket, istikrarlı büyümeyi sürdürmek için abonelik hizmetlerinden elde edilen tekrarlanan gelirlere güveniyor.
Recurring expenses like rent and utilities must be accounted for in the monthly budget.
Kira ve faturalar gibi tekrarlanan giderler aylık bütçede hesaba katılmalıdır.
Leksikal Ağaç
recurring
recur



























