recurrent
01
tekrarlanan
repeatedly happening or reappearing, often at regular intervals
Örnekler
Patients suffering from recurrent bouts of depression often need long-term medication and therapy.
Tekrarlayan depresyon ataklarından muzdarip hastalar genellikle uzun süreli ilaç ve terapiye ihtiyaç duyarlar.
Researchers tracked recurrent neural patterns activated during dreaming and REM sleep cycles.
Araştırmacılar, rüya görme ve REM uyku döngüleri sırasında aktif hale gelen tekrarlayan sinirsel modelleri izledi.
02
tekrarlayan, rekürren
(of a nerve or vein) bent in such a way that it reverses the direction
Örnekler
The recurrent laryngeal nerve loops around the aorta before traveling back up to the larynx.
Rekürren larengeal sinir, larinkse geri dönmeden önce aortanın etrafında döner.
During surgery, the surgeon carefully avoided damaging the recurrent nerve to prevent vocal cord paralysis.
Ameliyat sırasında cerrah, ses tellerinin felcini önlemek için rekürren sinire zarar vermemeye özen gösterdi.
Leksikal Ağaç
recurrently
recurrent
current
curr
