repetitive
01
tekrarlayan, yinelenen
happening repeatedly or done multiple times
Örnekler
The repetitive motion of typing for hours led to a strain injury in her wrist.
Saatlerce yazı yazmanın tekrarlayan hareketi, bileğinde bir zorlanma yaralanmasına neden oldu.
Travel sickness is often triggered by repetitive movements, such as the rocking of a boat.
Hastalık genellikle, bir teknenin sallanması gibi tekrarlayan hareketler tarafından tetiklenir.
Örnekler
Her workout routine was so repetitive that she started losing interest and stopped going to the gym.
Egzersiz rutini o kadar tekrarlayıcıydı ki ilgisini kaybetmeye başladı ve spor salonuna gitmeyi bıraktı.
The novel 's plot was repetitive, with each chapter following a similar formula and lacking any real surprises.
Romanın konusu tekrarlayıcı idi, her bölüm benzer bir formül izliyor ve gerçek sürprizlerden yoksun kalıyordu.
Leksikal Ağaç
nonrepetitive
repetitively
repetitiveness
repetitive
repeat
