
Ara
perennial
01
ezelî
lasting for a long time or continuing indefinitely
Example
His perennial optimism helped him weather life's challenges.
Onun kalıcı iyimserliği, hayatın zorluklarını aşmasına yardımcı oldu.
The novel's themes of love and loss have a perennial relevance that resonates with readers.
Romanın aşk ve kayıp temalarının kalıcı, süregelen bir önemi var ve bu önem okuyucularla yankılanıyor.
02
çok yıllık
(of plants) lasting for several years, often returning and flowering repeatedly during its life cycle
Example
The gardener chose perennial flowers to ensure vibrant blooms each spring.
Bahçıvan, her baharda canlı çiçekler açmasını sağlamak için çok yıllık çiçekleri tercih etti.
Perennial herbs like rosemary can thrive for years with proper care.
Rosemary gibi çok yıllık otlar, uygun bakımla yıllarca yaşayabilir.
2.1
daimi, sürekli
(of a stream, spring, etc.) maintaining a steady flow throughout the entire year, serving as a dependable source of water regardless of seasonal changes
Example
The region is known for its perennial streams that provide vital water resources year-round.
Bölge, mevsimsel değişikliklere rağmen yıl boyunca güvenilir bir su kaynağı sağlayan daimi akarsuları ile tanınmaktadır.
The hikers followed a trail that wound alongside a perennial creek, lush with vegetation.
Dağcılar, yıl boyunca sürekli akan bir dere boyunca kıvrılan bir patikayı takip ettiler, bitki örtüsüyle zenginleşmişti.
Example
The perennial issue of traffic congestion in the city needs a sustainable solution.
Şehirdeki sürekli trafik sıkışıklığı sorununun sürdürülebilir bir çözüme ihtiyacı var.
Her perennial enthusiasm for learning inspires everyone around her.
Onun sürekli öğrenme isteği etrafındaki herkesi etkiliyor.
04
süreklilik arz eden, devamlı
continuing consistently without interruption
Example
The perennial challenges in the industry require innovative solutions to adapt and thrive.
Sektördeki süreklilik arz eden zorluklar, uyum sağlamak ve gelişmek için yenilikçi çözümler gerektirir.
The perennial debate over climate change remains a focal point in global discussions.
İklim değişikliği üzerindeki süreklilik arz eden tartışma, küresel müzakerelerde odak noktası olmaya devam ediyor.
05
daimi, sürekli
(of a person) seemingly permanently engaged in a particular role or way of life, often indicating a repetitive or habitual state
Example
As a perennial traveler, she spends more time exploring new countries than at home.
Daimi bir gezgin olarak, yeni ülkeleri keşfederek evde geçirdiğinden daha fazla zaman harcıyor.
His reputation as a perennial volunteer reflects his commitment to helping others.
Daimi bir gönüllü olarak itibarı, başkalarına yardım etme konusundaki bağlılığını yansıtıyor.
Perennial
01
çok yıllık bitki, kalıcı bitki
a plant that lives for more than two years, typically flowering repeatedly during its life cycle
Example
She loves planting perennials because they require less maintenance compared to annuals.
O, çok yıllık bitkileri ekmeyi seviyor çünkü bunlar, tek yıllıklara kıyasla daha az bakım gerektiriyor.
In summer, the perennials bloom beautifully, attracting butterflies and bees.
Yazın, çok yıllık bitkiler güzel bir şekilde çiçek açar, kelebekleri ve arıları çeker.

Yakın Kelimeler