continual
01
sürekli
happening repeatedly or continuously in an annoying or problematic way
Örnekler
The continual noise from the construction site disrupted the neighborhood's peace.
İnşaat alanından gelen sürekli gürültü, mahallenin huzurunu bozdu.
His continual interruptions during the meeting hindered progress on the project.
Toplantı sırasındaki sürekli kesintileri projenin ilerlemesini engelledi.
02
sürekli, devamlı
occurring continuously over a period of time, without any interruptions
Örnekler
The patient 's condition required continual monitoring by the medical staff.
Hastanın durumu, sağlık personeli tarafından sürekli izlem gerektiriyordu.
The alarm 's continual ringing was a source of constant annoyance for everyone nearby.
Alarmın sürekli çalması, yakındaki herkes için sürekli bir rahatsızlık kaynağıydı.
Leksikal Ağaç
continually
continual



























