Continuance
01
sürüp gitme
the act of prolonging or extending the duration of something
Örnekler
The judge granted a continuance in the trial to allow the defense more time to prepare their case.
Hakim, savunmanın davasını hazırlaması için daha fazla zaman tanımak amacıyla duruşmada bir ertelemeye karar verdi.
Due to inclement weather, the outdoor event was granted a continuance and rescheduled for the following weekend.
Kötü hava koşulları nedeniyle, açık hava etkinliğine bir ertelemе verildi ve bir sonraki hafta sonuna ertelendi.
02
süreklilik, devamlılık
the property of enduring or continuing in time
03
devam süresi, süreklilik dönemi
the period of time during which something continues
Leksikal Ağaç
discontinuance
continuance
continue
