layer
layer
leɪər
leyer
British pronunciation
/ˈleɪə/

"layer"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

to layer
01

saçı katmanlı kesmek

to cut hair at different lengths in a way that forms overlapping layers
Transitive: to layer hair
to layer definition and meaning
example
Örnekler
She layered her hair to add volume and texture.
Saçına hacim ve doku katmak için katman yaptı.
The stylist layered his hair to create a more dynamic look.
Kuaför, daha dinamik bir görünüm yaratmak için saçlarını katmanladı.
02

katmanlamak, üst üste koymak

to arrange or stack something in a series of distinct levels or sheets
Transitive: to layer sth
to layer definition and meaning
example
Örnekler
The baker layers cake and frosting to create a delicious and visually appealing dessert.
Fırıncı, lezzetli ve görsel olarak çekici bir tatlı oluşturmak için kek ve krema katmanlar.
The chef frequently layers ingredients to create flavorful dishes.
Şef, lezzetli yemekler oluşturmak için sık sık malzemeleri katmanlar.
Layer
01

katman

an amount or sheet of something covering a surface or lying between two other things
example
Örnekler
The archaeologists uncovered a layer of ancient pottery shards beneath the excavation site.
Arkeologlar, kazı alanının altında antik çömlek parçalarından oluşan bir katman ortaya çıkardı.
The cake had multiple layers of sponge and frosting.
Pastanın birkaç kat pandispanya ve krema tabakası vardı.
02

katman, tabaka

single thickness of usually some homogeneous substance
03

katman, tabaka

(geology) a horizontal bed or distinct sedimentary rock formation
example
Örnekler
The Grand Canyon 's cliffs reveal colorful layers of sandstone and shale.
Büyük Kanyon'un kayalıkları, renkli kumtaşı ve şeyl katmanlarını ortaya çıkarır.
Archaeologists found tools in the oldest layer of the excavation site.
Arkeologlar kazı alanının en eski katmanında aletler buldular.
04

yumurtlayan tavuk, yumurtacı tavuk

a hen that lays eggs
05

katman, seviye

a level or tier within a complex system, idea, or structure, often imagined as having depth or hierarchy
example
Örnekler
The novel 's plot unfolds in layers, revealing hidden meanings.
Romanın olay örgüsü katmanlar halinde gelişir, gizli anlamları ortaya çıkarır.
Her argument had layers of nuance that required careful analysis.
Onun argümanının dikkatli bir analiz gerektiren katmanları vardı.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store