to flag
01
işaretlemek
to put or draw a mark on something in order to make it more noticeable
Transitive: to flag important information
Örnekler
The supervisor asked the team to flag any errors in the report with a red highlight.
Gözetmen, ekibin rapordaki hataları kırmızı bir vurguyla işaretlemesini istedi.
In the spreadsheet, you can flag important data points by using a specific color.
Elektronik tabloda, önemli veri noktalarını belirli bir renk kullanarak işaretleyebilirsiniz.
02
işaret etmek, bayrakla işaret vermek
to use a flag or similar object to communicate a message, direction, or warning
Transitive: to flag sb/sth
Örnekler
She flagged a passing car and asked for a ride to the nearest gas station.
O, geçen bir arabayı bayrak sallayarak durdurdu ve en yakın benzin istasyonuna kadar bir yolculuk istedi.
Could you flag the waiter and order another round of drinks?
Garsona işaret ederek bir tur daha içki sipariş edebilir misiniz?
03
durgunlaşmak
to lose energy, strength, and enthusiasm
Intransitive
Örnekler
After working tirelessly for hours, his enthusiasm began to flag.
Saatlerce durmadan çalıştıktan sonra, coşkusu zayıflamaya başladı.
The team 's performance started strong, but their energy began to flag as the match progressed.
Takımın performansı güçlü başladı, ancak maç ilerledikçe enerjileri zayıflamaya başladı.
04
bayrakla süslemek, bayrak takmak
to attach, display, or adorn something with a flag
Transitive: to flag a place with a banner
Örnekler
The government building was flagged with the national flag on Independence Day.
Hükümet binası Bağımsızlık Günü'nde ulusal bayrakla donatıldı.
They flagged the entrance to the event venue with colorful banners and flags.
Etkinlik mekanının girişini renkli afişler ve bayraklarla işaretlediler.
05
sarkmak, gevşemek
to become limp and sagging or lose firmness
Intransitive
Örnekler
The sails of the ship began to flag as the wind died down.
Rüzgar hafifledikçe geminin yelkenleri sarkmaya başladı.
After hours of play, the balloons started to flag and slowly descended to the ground.
Saatlerce oynadıktan sonra, balonlar sarkmaya başladı ve yavaşça yere indi.
Flag
01
bayrak, flama
a rectangular piece of fabric used for signaling or identifying something
Örnekler
The lifeguard raised a red flag to indicate dangerous swimming conditions.
Cankurtaran, tehlikeli yüzme koşullarını belirtmek için kırmızı bir bayrak kaldırdı.
The race official waved a green flag to start the event.
Yarış görevlisi, etkinliği başlatmak için yeşil bir bayrak salladı.
1.1
bayrak
a piece of cloth with a mark or pattern that stands for a country, organization, etc.
Örnekler
The American flag was raised during the ceremony.
Tören sırasında Amerikan bayrağı göndere çekildi.
Each country ’s flag was displayed at the international summit.
Her ülkenin bayrağı uluslararası zirvede sergilendi.
1.2
bayrak, flama
a pole with a flag attached, used to mark the location of the hole on a golf green
Örnekler
The golfer aimed carefully at the flag on the 18th green.
Golfçü, 18. yeşil üzerindeki bayrağa dikkatlice nişan aldı.
As they approached the green, the flag was clearly visible in the distance.
Yeşile yaklaştıkça, uzaktan bayrak açıkça görülebiliyordu.
02
başlık, logo
a printed list in a newspaper or magazine issue that includes the publication's name and its editorial staff, usually found on the editorial page
Örnekler
The flag of the newspaper highlighted the names of the chief editors and contributors.
Gazetenin flagı, baş editörlerin ve katkıda bulunanların isimlerini vurguladı.
She checked the flag to find contact information for the editorial team.
Editör ekibinin iletişim bilgilerini bulmak için flamayı kontrol etti.
03
flama, belirgin kuyruk
a tail that is prominently marked or distinctively shaped
Örnekler
The deer lifted its flag as a warning to others.
Geyik, diğerlerine bir uyarı olarak bayrağını kaldırdı.
The bird 's flag was strikingly colorful.
Kuşun bayrağı çarpıcı bir şekilde renkliydi.
04
döşeme taşı, yassı taş
a type of layered stone that can be split into flat pieces, ideal for use as paving stones
Örnekler
The garden path was laid with smooth flag stones.
Bahçe yolu, düz şist taşları ile döşenmişti.
Workers used flag to create a durable patio surface.
İşçiler, dayanıklı bir patio yüzeyi oluşturmak için flag taşı kullandı.
05
flama
a fabric or vinyl banner displayed on a pole or mast to promote events, businesses, or organizations in outdoor spaces
Örnekler
The town square was filled with flags advertising the upcoming festival.
The business hung a flag outside its store to attract customers.
İşletme, müşteri çekmek için mağazasının dışına bir bayrak astı.
06
işaret
an item or message marked with a visual indicator to signify its importance, status, or need for follow-up
Örnekler
She placed a flag on the email to remind herself to respond later.
Daha sonra cevap vermeyi hatırlamak için e-postaya bir bayrak koydu.
The urgent document had a red flag on it for immediate review.
Acil belgenin üzerinde acil inceleme için kırmızı bir bayrak vardı.
Leksikal Ağaç
flagger
flagging
flagging
flag



























