to belabor
01
sert eleştirmek
to beat someone repeatedly and forcefully
Örnekler
The mob belabored the thief with sticks until the police arrived.
Kalabalık, polis gelene kadar hırsızı sopalarla dövdü.
He was belabored by guards after trying to escape.
Kaçmaya çalıştıktan sonra gardiyanlar tarafından dövüldü.
02
şiddetle azarlamak, aşırı eleştirmek
to criticize excessively and harshly, often in a way that feels aggressive or repetitive
Örnekler
The coach belabored the team for their lack of effort.
Koç, takımı çabalarının eksikliği için ağır bir şekilde eleştirdi.
She belabored him with accusations until he walked away.
O, onu suçlamalarla hırpaladı ta ki o uzaklaşana kadar.
03
aşırı derecede üzerinde durmak, ısrarla tekrarlamak
to elaborate or repeat beyond what is reasonable or helpful
Örnekler
Please do n't belabor the point — we understand your concern.
Lütfen konuyu uzatma — endişeni anlıyoruz.
He belabored the details of the plan until everyone lost interest.
O, herkesin ilgisini kaybedene kadar planın detaylarını uzatıp durdu.
