Sovereignty
01
egemenlik, yüce otorite
the supreme authority of a state or governing body to govern itself without interference from external forces
Örnekler
The nation asserted its sovereignty by establishing its own laws and governance structure independent of foreign influence.
Ulus, yabancı etkiden bağımsız olarak kendi yasalarını ve yönetim yapısını oluşturarak egemenliğini ilan etti.
The treaty recognized the sovereignty of each participating state, affirming their right to make internal decisions without external intervention.
Antlaşma, her katılımcı devletin egemenliğini tanıdı ve dış müdahale olmadan iç kararlar alma haklarını teyit etti.
02
egemenlik, hâkimiyet
the power or right of a state to control the affairs of another state
Örnekler
Colonial powers often claimed sovereignty over foreign territories.
Sömürgeci güçler genellikle yabancı topraklar üzerinde egemenlik iddia ederdi.
The treaty recognized the sovereignty of one state over another.
Antlaşma, bir devletin diğer bir devlet üzerindeki egemenliğini tanıdı.
03
egemenlik, yüce otorite
the supreme power or authority held by a monarch over a territory or people
Örnekler
The king exercised his sovereignty over the entire kingdom.
Kral, tüm krallık üzerinde egemenliğini kullandı.
Royal sovereignty was symbolized by the crown and scepter.
Kraliyet egemenliği, taç ve asa ile simgelenmiştir.
