to decode
01
çözmek, dekode etmek
to convert coded information into an understandable format
Transitive: to decode information
Örnekler
Cryptographers work to decode encrypted messages to understand their content.
Kriptograflar, şifrelenmiş mesajların içeriğini anlamak için onları çözmeye çalışır.
The detective tried to decode the mysterious symbols in the ancient manuscript.
Dedektif, antik el yazmasındaki gizemli sembolleri çözmeye çalıştı.
02
deşifre etmek
to convert encoded audio or video signals into a usable format, allowing the extraction of the original information or content from the encoded data
Transitive: to decode audio or video signals
Örnekler
The media player software can decode various video file formats, allowing users to watch movies or TV shows on their devices.
Medya oynatıcı yazılımı, çeşitli video dosya formatlarını çözmek için kullanıcıların cihazlarında film veya TV şovlarını izlemelerine olanak tanır.
The decoder chip in the DVD player can decode the encrypted data on the disc.
DVD oynatıcıdaki kod çözücü çip, diskteki şifrelenmiş verileri çözmek için kullanılabilir.
03
çözmek, deşifre etmek
to figure out or understand something that is confusing or difficult to understand
Transitive: to decode something complicated
Örnekler
It took me a while to decode the complex scientific article, but eventually, I understood the key concepts.
Karmaşık bilimsel makaleyi çözmek biraz zamanımı aldı, ama sonunda anahtar kavramları anladım.
The teacher helped the students decode the challenging poem, guiding them through its intricate symbolism.
Öğretmen, öğrencilerin karmaşık sembolizmini anlamalarına rehberlik ederek, zorlu şiiri çözmelerine yardımcı oldu.
Leksikal Ağaç
decode
code
