hearty
01
samimi, içten
displaying friendliness and hospitality in a warm and sincere manner
Örnekler
His hearty greeting made everyone feel welcomed and appreciated.
Onun içten karşılaması herkesin kendini hoş geldin ve takdir edilmiş hissetmesini sağladı.
She offered a hearty welcome to all the guests, ensuring they felt at home.
O, tüm misafirlere içten bir karşılama sundu, evlerinde hissetmelerini sağladı.
Örnekler
After a long day of hiking, they enjoyed a hearty stew that was both warming and filling.
Uzun bir yürüyüş gününden sonra, hem ısıtan hem de doyurucu olan doyurucu bir yahni yediler.
The restaurant is known for its hearty breakfasts, which include large portions of eggs, bacon, and toast.
Restoran, büyük porsiyonlarda yumurta, pastırma ve tost içeren doyurucu kahvaltıları ile tanınır.
03
güçlü, sağlam
having strength, robustness, and good health
Örnekler
The hearty farmer worked tirelessly in the fields, showcasing both physical strength and stamina.
Dinç çiftçi, tarlalarda yorulmadan çalışarak hem fiziksel gücünü hem de dayanıklılığını sergiledi.
Despite his age, the hearty grandfather engaged in lively activities with his grandchildren, exuding vitality.
Yaşına rağmen, dinç dede torunlarıyla canlı aktivitelere katılarak canlılık yayıyordu.
04
kayıtsız şartsız, tereddütsüz
without reservation
05
bol, iştah açıcı
consuming abundantly and with gusto
Leksikal Ağaç
heartily
heartiness
hearty
heart



























