to fix up
[phrase form: fix]
01
ayarlamak, düzenlemek
to provide someone with something such as a service or an opportunity
Ditransitive: to fix up a service for sb | to fix up sb with a service
Örnekler
He managed to fix up a discount for the group on their hotel accommodations.
Grup için otel konaklamalarında bir indirim ayarlamayı başardı.
They can fix you up with a new phone and a data plan at the store.
Mağazada size yeni bir telefon ve bir veri planı ayarlayabilirler.
02
ayarlamak, düzenlemek
to arrange or schedule a meeting, event, or appointment
Transitive: to fix up a meeting or event
Örnekler
The manager promised to fix up a meeting with the company's CEO.
Yönetici, şirketin CEO'su ile bir toplantı ayarlamayı vaat etti.
I fixed the meeting up with the client to discuss the project.
Projeyi tartışmak için müşteriyle toplantıyı ayarladım.
03
düzeltmek, iyileştirmek
to prepare something for use, often by improving its condition or appearance
Transitive: to fix up a place or its appearance
Örnekler
We're planning to fix the backyard up before the summer barbecue.
Yaz barbeküsünden önce arka bahçeyi düzeltmeyi planlıyoruz.
They decided to fix up the old farmhouse and turn it into a charming bed and breakfast.
Eski çiftlik evini düzenlemeye ve onu şirin bir pansiyona dönüştürmeye karar verdiler.
04
randevu ayarlamak, çöpçatanlık yapmak
to arrange a meeting between two people who may become romantically involved with each other
Transitive: to fix up two people
Ditransitive: to fix up sb with sb
Örnekler
She asked her friend to fix her up with a colleague from work.
İş yerinden bir meslektaşıyla tanıştırması için arkadaşından ayarlama yapmasını istedi.
He's been trying to fix his brother up with one of his close friends.
Kardeşini yakın arkadaşlarından biriyle eşleştirmeye çalışıyor.
05
iyileştirmek, toparlamak
to help someone recover from a challenging situation, often related to health or personal issues
Transitive: to fix up sb
Örnekler
The support group plays a crucial role in fixing up those who are coping with grief and loss.
Destek grubu, keder ve kayıpla başa çıkanları iyileştirmede çok önemli bir rol oynar.
The therapy program aims to fix up individuals struggling with addiction.
Terapi programı, bağımlılıkla mücadele eden bireyleri iyileştirmeyi amaçlıyor.
