to hook up
01
bağlamak, birleştirmek
to link or connect someone or something to another device or system
Ditransitive: to hook up sb/sth to a device or system
Örnekler
We need to hook up the new TV to the cable box.
Yeni televizyonu kablo kutusuna bağlamamız gerekiyor.
After the surgery, the patient was hooked up to a heart monitor to closely monitor their vital signs.
Ameliyattan sonra hasta, hayati belirtilerini yakından izlemek için bir kalp monitörüne bağlandı.
02
bağlamak, temin etmek
to provide someone with something
Ditransitive: to hook up sb with a need or service
Örnekler
I'll hook you up with the contact information for the job recruiter.
Seni iş alımcısının iletişim bilgileriyle tanıştıracağım.
She'll hook you up with a great deal on a car.
O size bir araba için harika bir anlaşma ayarlayacak.
03
cinsel ilişki yaşamak
to have a brief sexual relationship with a person
Intransitive
Transitive: to hook up with sb
Örnekler
They hooked up at the party after getting to know each other.
Partide tanıştıktan sonra birlikte oldular.
They decided to hook up after being friends for a long time.
Uzun süre arkadaş olduktan sonra birlikte olmaya karar verdiler.
04
bağlantı kurmak, buluşmak
to meet or form a connection with someone for a particular purpose
Intransitive
Transitive: to hook up with sb
Örnekler
He hooked up with colleagues for a networking event in the city.
Şehirde bir networking etkinliği için meslektaşlarıyla bağlantı kurdu.
They hooked up for a study session before the exam.
Sınava çalışmak için bir araya geldiler.
05
tanıştırmak, bağlantı kurmak
to arrange for someone to meet or communicate with another person
Ditransitive: to hook up sb with sb
Örnekler
I can hook you up with my friend who works in that industry.
Seni o sektörde çalışan arkadaşımla tanıştırabilirim.
Let me hook you up with the right person for your project.
Seni projen için doğru kişiyle tanıştırayım.
