to congratulate
01
tebrik etmek
to express one's good wishes or praise to someone when something very good has happened to them
Transitive: to congratulate sb | to congratulate sb on an event or accomplishment
Örnekler
It is customary to congratulate a friend on their achievements or milestones.
Bir arkadaşı başarıları veya dönüm noktaları için tebrik etmek adettendir.
After the successful completion of a project, colleagues often gather to congratulate each other.
Bir projenin başarıyla tamamlanmasının ardından, meslektaşlar genellikle birbirlerini tebrik etmek için toplanır.
02
tebrik etmek, kutlamak
to express admiration or approval to someone for their success or accomplishment
Transitive: to congratulate sb | to congratulate sb for sth
Örnekler
The manager congratulated the employee for exceeding the sales target.
Yönetici, çalışanı satış hedefini aştığı için tebrik etti.
I could n’t wait to congratulate him after he finished the race in first place.
Yarışı birinci bitirdikten sonra onu tebrik etmek için sabırsızlanıyordum.
03
kendini kutlamak, kendisiyle gurur duymak
to take pride in one’s own accomplishment
Transitive: to congratulate oneself
Örnekler
She could n’t help but congratulate herself for overcoming such a difficult challenge.
Böyle zor bir meydan okumayı aştığı için kendini tebrik etmekten alamadı.
He congratulated himself quietly, feeling proud of his recent success in the competition.
Yarışmadaki son başarısından dolayı gurur duyarak sessizce kendini kutladı.
Leksikal Ağaç
congratulation
congratulatory
congratulate
congratul
