to lock out
Pronunciation
/lˈɑːk ˈaʊt/
British pronunciation
/lˈɒk ˈaʊt/

"lock out"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

to lock out
[phrase form: lock]
01

dışarıda kilitlemek, girişi engellemek

to prevent someone from entering a place by securing the entrance with a lock
to lock out definition and meaning
example
Örnekler
The security guard locked out the group of protesters who were trying to enter the government building.
Güvenlik görevlisi, hükümet binasına girmeye çalışan protestocu grubunu kilitleyerek dışarıda bıraktı.
The family locked their dog out after it chewed up their furniture.
Aile, köpekleri mobilyalarını çiğnedikten sonra onu dışarıda bıraktı.
02

kendini dışarıda bırakmak, içeride anahtarı unutup dışarıda kalmak

to unintentionally prevent oneself from entering a place, particularly by leaving the keys inside
example
Örnekler
The homeowner locked themselves out of their house after leaving the keys on the kitchen counter.
Ev sahibi, anahtarları mutfak tezgahında bıraktıktan sonra kendini dışarıda kilitledi.
The individual locked themselves out of their car after tossing the keys inside while carrying groceries.
Birey, market alışverişi taşırken anahtarları içeri attıktan sonra arabasının dışında kilitli kaldı.
03

kilitlemek, erişimi engellemek

to keep data secure by preventing unauthorized access
example
Örnekler
The operating system locked out the process from accessing the memory-mapped file.
İşletim sistemi, bellek eşlemeli dosyaya erişimi engellemek için süreci kilitledi.
The database administrator locked out the user from accessing the customer database.
Veritabanı yöneticisi, kullanıcının müşteri veritabanına erişimini engelledi.
04

dışlamak, işe almamak

to prevent one's employees from working until they accept new policies or conditions
example
Örnekler
The company locked its workers out after they voted down the proposed wage cuts.
Şirket, önerilen ücret kesintilerini reddettikten sonra çalışanlarını işten uzaklaştırdı.
The union called for a strike after the company locked out its workers.
Şirket çalışanlarını işten uzaklaştırdıktan sonra sendika grev çağrısı yaptı.
05

dışlamak, erişimi engellemek

to exclude someone or something from participation or access
example
Örnekler
People with criminal records are often locked out of the job market due to discrimination and hiring biases.
Sabıka kaydı olan kişiler, ayrımcılık ve işe alım önyargıları nedeniyle genellikle iş piyasasından dışlanır.
The organization locked out its members from attending the annual meeting.
Organizasyon, üyelerini yıllık toplantıya katılmaktan dışladı.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store