
Ara
headfirst
Example
She dove headfirst into the pool, creating a splash.
Havuzun içine kafasının üstüne dalarak bir sıçrama yarattı.
The gymnast flipped headfirst over the vault, executing a perfect somersault.
Jimnastikçi, atlama masasının üzerinden baş aşağı takla atarak mükemmel bir takla gerçekleştirdi.
02
kafasına göre, düşünmeden
in a reckless or impulsive manner
Example
She rushed headfirst into starting a business with no plan.
O, bir plan olmadan bir iş kurmaya düşünmeden atıldı.
He jumped head first into the argument without knowing the facts.
Gerçekleri bilmeden tartışmaya kafasının dikine atladı.
headfirst
Example
The stunt involved a headfirst dive from the cliff.
Bu dublörlük, uçurumdan baş aşağı bir dalış içeriyordu.
He suffered a headfirst fall while ice skating.
Buz pateni yaparken baş aşağı düştü.
Example
It was a headfirst decision driven by emotion, not logic.
Bu, mantık değil, duygu tarafından yönlendirilen düşüncesiz bir karardı.
Their headfirst approach to investment eventually led to trouble.
Yatırımdaki düşüncesiz yaklaşımları sonunda sorunlara yol açtı.