headlong
head
hɛd
hed
long
lɑ:ng
lang
British pronunciation
/hˈɛdlɒŋ/

"headlong"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

headlong
01

kafası önde, ileri doğru

with the head positioned forward
headlong definition and meaning
example
Örnekler
She tumbled headlong down the hill, laughing all the way.
O, baş aşağı tepeden aşağı yuvarlandı, yol boyunca gülerek.
The child charged headlong into the pile of leaves, scattering them in every direction.
Çocuk, yaprak yığınının içine kafasının üzerine dalarak onları her yöne saçtı.
02

düşüncesizce, aceleyle

in a reckless, hasty, or impulsive manner
example
Örnekler
They rushed headlong into the merger without proper planning.
Uygun bir planlama olmadan birleşmeye düşüncesizce atıldılar.
She went headlong into the conversation, ignoring the warning signs.
Uyarı işaretlerini görmezden gelerek konuşmaya düşüncesizce daldı.
headlong
01

baş önde, ileri doğru

(of movement) with the head leading
headlong definition and meaning
example
Örnekler
He suffered a headlong fall down the stairs.
Merdivenlerden baş aşağı düştü.
The cyclist took a headlong dive off the track.
Bisikletçi pistten baş aşağı bir dalış yaptı.
02

düşüncesizce, aceleci

(of action) done rashly or without thinking
example
Örnekler
It was a headlong decision made under pressure.
Baskı altında alınmış düşüncesiz bir karardı.
Their headlong approach led to major setbacks.
Onların düşüncesiz yaklaşımı büyük gerilemelere yol açtı.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store