gnarly
Örnekler
The old oak tree had a gnarly trunk that told stories of many storms.
Eski meşe ağacının, birçok fırtınanın hikayesini anlatan düğümlü bir gövdesi vardı.
The artist used a gnarly branch as inspiration for her sculpture.
Sanatçı, heykeli için ilham olarak düğümlü bir dal kullandı.
02
zor, tehlikeli
extremely challenging, often involving difficult or risky situations
Örnekler
The gnarly skateboard trick required a lot of practice before he could land it successfully.
Zorlu kaykay numarası, başarıyla indirebilmesi için çok fazla pratik gerektiriyordu.
She faced a gnarly problem with her car that took hours to figure out.
Arabasıyla ilgili saatlerce çözülmesi gereken zorlu bir sorunla karşılaştı.
Örnekler
The movie had some gnarly scenes that were hard to watch.
Filmin izlemesi zor olan bazı iğrenç sahneleri vardı.
The gnarly details of the incident made it difficult for the witnesses to talk about it.
Olayın itici detayları, tanıkların bu konuda konuşmasını zorlaştırdı.
Örnekler
The skateboard tricks he pulled off were absolutely gnarly!
Yaptığı kaykay numaraları kesinlikle harikaydi !
We had a gnarly time at the concert last night; the band was amazing.
Dün gece konserde gnarly bir zaman geçirdik; grup harikaydı.



























