knotty
Disapproving
Örnekler
The negotiations between the two countries were knotty, with conflicting interests and historical tensions.
İki ülke arasındaki müzakereler, çatışan çıkarlar ve tarihsel gerginliklerle doluydu.
Solving the complex mathematical problem proved to be a knotty challenge for even the most skilled mathematicians.
Karmaşık matematik problemini çözmek, en yetenekli matematikçiler için bile düğümlü bir meydan okuma oldu.
Örnekler
The knotty pine beams gave the room a rustic feel.
Düğümlü çam kirişleri odaya rustik bir hava kattı.
The carpenter worked carefully around the knotty sections of the wood.
Marangoz, ahşabın düğümlü bölümlerinin etrafında dikkatlice çalıştı.
Leksikal Ağaç
knottiness
knotty
knot
