offensive
01
hakaret edici
causing someone to feel deeply hurt, upset, or angry due to being insulting, disrespectful, or inappropriate
Örnekler
His offensive jokes made many people uncomfortable at the party.
Onun rahatsız edici şakaları partide birçok insanı rahatsız etti.
Using offensive language can hurt others' feelings and damage relationships.
Kırıcı dil kullanmak başkalarının duygularını incitebilir ve ilişkileri zedeleyebilir.
02
saldırgan, ofansif
aimed at attacking or engaging the enemy, particularly in a military context
Örnekler
The army prepared for an offensive operation to reclaim the occupied city.
Ordu, işgal edilmiş şehri geri almak için bir taarruz operasyonuna hazırlandı.
The general launched an aggressive offensive to disrupt the enemy's supply lines.
General, düşmanın ikmal hatlarını bozmak için agresif bir taarruz başlattı.
Örnekler
The offensive odor from the sewage treatment plant permeated the air in the vicinity.
Atık su arıtma tesisinden gelen rahatsız edici koku, çevredeki havaya nüfuz etti.
The abandoned refrigerator emitted an offensive smell, indicating the decomposition of its contents.
Terk edilmiş buzdolabı, içeriğinin bozulduğunu gösteren rahatsız edici bir koku yayıyordu.
Leksikal Ağaç
inoffensive
offensively
offensiveness
offensive
offen



























