fiery
Örnekler
The fiery leaves on the trees signaled the arrival of autumn.
Ağaçlardaki ateşli yapraklar sonbaharın gelişini işaret ediyordu.
She wore a dress in a fiery color that made her stand out.
O, göze çarpmak için ateşli bir renkte bir elbise giymişti.
Örnekler
The fiery blaze consumed the old building in minutes.
Alevli yangın eski binayı dakikalar içinde tüketti.
As the sun set, the horizon turned into a fiery spectacle of reds and oranges.
Güneş batarken, ufuk kırmızı ve turuncuların ateşli bir görsel şölenine dönüştü.
03
ateşli, tutkulu
characterized by intensity, passion, or strong emotion
Örnekler
Despite the disagreement, their discussion remained fiery but respectful.
Anlaşmazlığa rağmen, tartışmaları ateşli ama saygılı kaldı.
Maria delivered a fiery speech that inspired the audience to take action.
Maria, izleyicileri harekete geçmeye teşvik eden ateşli bir konuşma yaptı.
04
yanıcı, ateşli
easily ignitable or capable of burning intensely
Örnekler
The fiery material used in the construction of the fireworks ensured a spectacular display.
Havai fişeklerin yapımında kullanılan yanıcı malzeme, muhteşem bir gösteri sağladı.
The factory 's storage area contained several fiery substances that needed careful handling.
Fabrikanın depolama alanı, dikkatli bir şekilde ele alınması gereken birkaç yanıcı madde içeriyordu.
Örnekler
The fiery salsa left a lasting impression with its intense heat and bold flavors.
Ateşli salsa, yoğun ısısı ve cesur lezzetleriyle kalıcı bir izlenim bıraktı.
She enjoyed the fiery curry, relishing its spicy kick with each bite.
O, her lokmada baharatlı darbesinin tadını çıkararak ateşli körinin tadını çıkardı.



























