fierce
Örnekler
The fierce tiger bared its teeth and growled at the intruder in its territory.
Vahşi kaplan dişlerini gösterdi ve kendi bölgesindeki davetsiz misafire hırladı.
The fierce competitor did not back down, even when challenged by his rivals.
Şiddetli rakip, rakipleri tarafından meydan okunduğunda bile geri adım atmadı.
Örnekler
The fierce competition between the two teams led to a thrilling match.
İki takım arasındaki şiddetli rekabet heyecan verici bir maça yol açtı.
She showed a fierce determination to succeed in her career.
Kariyerinde başarılı olmak için azılı bir kararlılık gösterdi.
Örnekler
She walked into the room with a fierce attitude, owning her bold fashion choices with confidence.
Odaya azimli bir tutumla girdi, cesur moda tercihlerini güvenle sahiplendi.
His fierce style, combining daring colors with sharp accessories, made him the center of attention.
Cesur renkleri keskin aksesuarlarla birleştiren sert tarzı, onu ilgi odağı haline getirdi.
04
(Irish) very good, excellent, or outstanding
SlangÖrnekler
The concert was fierce, everyone loved it.
That meal was fierce tasty.
Leksikal Ağaç
fiercely
fierceness
fierce
