aflame
01
tutuşmuş, ateşli
keenly excited (especially sexually) or indicating excitement
Örnekler
The bonfire was aflame, casting a warm glow over the gathering.
Kamp ateşi alevler içindeydi, toplananların üzerine sıcak bir ışık yayıyordu.
The entire building was suddenly aflame, with firefighters rushing to the scene.
Bina aniden alevler içinde kaldı ve itfaiyeciler olay yerine koştu.



























