standard
01
standart
commonly recognized, done, used, etc.
Örnekler
The standard procedure for new employees includes completing an orientation program.
In this region, it 's standard practice to tip waitstaff 15 % of the total bill.
Bu bölgede, garsonlara toplam hesabın %15'i kadar bahşiş vermek standart bir uygulamadır.
02
standart, klasik
widely accepted and used due to its high quality or excellence
Örnekler
The standard reference works are essential for academic research.
Akademik araştırma için standart referans çalışmaları esastır.
The textbook is a standard resource for advanced students.
Ders kitabı, ileri düzey öğrenciler için standart bir kaynaktır.
03
standart, yaygın
(of language) commonly accepted by educated speakers, typically used in formal or professional settings
Örnekler
The report was written in standard English, free of errors.
Rapor, hatalardan arınmış standart İngilizce ile yazılmıştı.
In formal speeches, it ’s important to use standard language to ensure clarity.
Resmi konuşmalarda, netliği sağlamak için standart dil kullanmak önemlidir.
Standard
01
standart, ölçüt
a recognized measure or criterion used as a basis for comparison or evaluation
Örnekler
The company 's standard for quality ensures that all products are thoroughly inspected.
Şirketin kalite standardı, tüm ürünlerin titizlikle denetlenmesini sağlar.
She set a high standard for herself in both her academic and personal life.
O, hem akademik hem de kişisel hayatında kendisi için yüksek bir standart belirledi.
Örnekler
The national standard was raised at the official opening ceremony.
Resmi açılış töreninde ulusal sancak göndere çekildi.
The general stood under the military standard during the parade.
General, geçit töreni sırasında askeri sancağın altında durdu.
03
direk, dikey destek
a vertical support structure, often used to hold objects or mark a specific point in a space
Örnekler
The street was lit by lamps mounted on tall standards.
Sokak, uzun direkler üzerine monte edilmiş lambalarla aydınlatılmıştı.
The race course was outlined with markers placed on sturdy standards.
Yarış pisti, sağlam standartlar üzerine yerleştirilmiş işaretleyicilerle çizilmişti.
04
herkesçe okunan şarkı
a song that is widely recognized and has become a classic, often performed by many artists over time
Örnekler
" Imagine " by John Lennon is considered a standard in popular music.
John Lennon'ın « Imagine » şarkısı popüler müzikte bir klasik olarak kabul edilir.
The jazz musician played several standards during the concert.
Caz müzisyeni konser sırasında birkaç standart çaldı.
Leksikal Ağaç
substandard
standard
