to squeeze out
01
sıkmak, suyunu çıkarmak
to press something in order to remove the liquid
Örnekler
After washing the sponge, she squeezed out the excess water before putting it away.
Süngeri yıkadıktan sonra, fazla suyu sıkarak çıkardı ve sonra yerine koydu.
The chef demonstrated how to properly season tofu by gently squeezing out the water.
Şef, suyu nazikçe sıkarak tofunun nasıl doğru şekilde baharatlanacağını gösterdi.
02
sıkmak, zorla elde etmek
to gain something with considerable effort and difficulty
Örnekler
The artist managed to squeeze out a living by selling small paintings at local markets.
Sanatçı, yerel pazarlarda küçük resimler satarak geçimini sağlamayı başardı.
Despite the challenges, the team was determined to squeeze out a victory in the final minutes of the game.
Zorluklara rağmen, takım oyunun son dakikalarında bir galibiyeti sıkmaya kararlıydı.
03
çıkarmak, kovmak
to make someone or something leave a position, place, etc.
Örnekler
The new policies were designed to squeeze out corruption from the government.
Yeni politikalar, yolsuzluğu hükümetten çıkarmak için tasarlandı.
Aggressive pricing strategies by large retailers can squeeze out smaller competitors.
Büyük perakendecilerin agresif fiyatlandırma stratejileri küçük rakipleri dışarı itebilir.
04
sıkarak çıkarmak, bastırarak akıtmak
to cause something to come out in a squirt, often by applying pressure
Örnekler
When you squeeze out the ketchup bottle, it dispenses in a neat stream.
Ketçap şişesini sıktığınızda, düzgün bir akışla dağıtır.
The artist skillfully squeezed out paint onto the palette for the next stroke.
Sanatçı, bir sonraki fırça darbesi için palete boyayı ustaca sıktı.
05
sıkmak, sıkıp çıkarmak
to use a tool to push something such as clay. icing. etc. through a small opening to shape them
Örnekler
The chef expertly squeezed out intricate designs with the icing bag to decorate the cake.
Şef, pastayı süslemek için krema torbasıyla ustalıkla sıkarak karmaşık desenler çıkardı.
The potter used a special tool to squeeze out clay in precise patterns, creating unique pottery.
Çömlekçi, benzersiz seramikler yaratmak için kilin hassas desenler halinde sıkılmasını sağlayan özel bir alet kullandı.
06
sıkmak, zorla almak
to make someone to give one something such as money, information, etc.
Örnekler
The scammer attempted to squeeze out personal details by posing as a bank representative.
Dolandırıcı, bir banka temsilcisi gibi davranarak kişisel bilgileri çıkarmaya çalıştı.
The persistent debt collector tried to squeeze out payment from the struggling debtor.
Israrcı alacaklı, zor durumdaki borçludan ödemeyi sıkmaya çalıştı.



























