Intimation
01
ima
a subtle suggestion or hint about something
Örnekler
The politician 's speech contained subtle intimations about potential policy changes in the near future.
Politikacının konuşması, yakın gelecekteki olası politika değişiklikleri hakkında ince imalar içeriyordu.
The writer 's use of vivid imagery was an intimation of the emotions underlying the story.
Yazarın canlı imgeler kullanması, hikayenin altında yatan duyguların bir imasıydı.
02
öneri
the indirect conveying of what one thinks or wants to say
Örnekler
Her intimation of dissatisfaction was clear, even though she never said it directly.
Onun memnuniyetsizliğinin iması açıktı, her ne kadar bunu doğrudan söylememiş olsa da.
The letter contained an intimation that the company might be planning layoffs.
Mektup, şirketin işten çıkarmalar planlıyor olabileceğine dair bir ima içeriyordu.
Leksikal Ağaç
intimation
intimate
