harshly
Örnekler
He was harshly criticized for his mistakes.
Hataları nedeniyle sert bir şekilde eleştirildi.
The judge spoke harshly to the defendant.
Hakim, sanığa sertçe konuştu.
1.1
sert bir şekilde, acımasızca
with an overly strong or damaging effect
Örnekler
The cold wind blew harshly against the windows.
Soğuk rüzgar pencerelere şiddetle vuruyordu.
The chemicals in the cleaning spray acted harshly on the surface.
Temizleme spreyindeki kimyasallar yüzey üzerinde sert bir şekilde etki etti.
Örnekler
The room was harshly illuminated by bright fluorescent bulbs.
Oda, parlak floresan ampullerle sert bir şekilde aydınlatılmıştı.
The sudden noise was harshly grating on my ears.
Ani gürültü kulaklarıma sert bir şekilde tırmalayıcıydı.
Leksikal Ağaç
harshly
harsh
