brutally
01
vahşice, acımasızca
in a savagely cruel, violent, or ruthless way, often causing physical harm or suffering
Örnekler
The prisoners were brutally beaten by the guards.
Mahkumlar gardiyanlar tarafından acımasızca dövüldü.
She was brutally attacked while walking home alone.
Eve yalnız yürürken acımasızca saldırıya uğradı.
Örnekler
The climb up the mountain was brutally steep.
Dağa tırmanış acımasızca dikti.
She worked brutally long hours to meet the deadline.
Son teslim tarihine yetişmek için acımasızca uzun saatler çalıştı.
Örnekler
He spoke brutally, not sparing anyone's feelings.
Acımasızca konuştu, kimsenin duygularını esirgemeden.
Her review of the book was brutally critical.
Kitap hakkındaki eleştirisi acımasızca eleştireldi.
Leksikal Ağaç
brutally
brutal
brut



























