Cock
01
horoz
an adult male chicken; a rooster
02
horoz, erkek
the male of any bird
03
musluk, vana
faucet consisting of a rotating device for regulating flow of a liquid
04
horoz, tetik mekanizması
the part of a gunlock that strikes the percussion cap when the trigger is pulled
05
sik, yaraq
obscene terms for penis
to cock
01
eğmek, yatırmak
to incline or tilt at an angle
Intransitive
Örnekler
As the strong wind blew, the sailboat cocked to one side.
Güçlü rüzgar eserken, yelkenli bir yana eğildi.
The picture frame had become loose, causing it to cock slightly on the wall.
Resim çerçevesi gevşemişti, bu da duvarda hafifçe eğilmesine neden oldu.
02
tetik kurmak, horozu kurmak
to prepare a firearm for firing by pulling back the hammer or striker mechanism
Transitive: to cock a weapon
Örnekler
The skilled marksman carefully cocked the rifle, ensuring precise aim before taking the shot.
Usta nişancı, ateş etmeden önce kesin bir nişan almak için tüfeği dikkatlice kurdu.
With a swift motion, he cocked the hammer of the revolver, readying the firearm for action.
Hızlı bir hareketle, tabancanın horozunu kurdu, silahı harekete hazır hale getirdi.
03
kendini beğenmiş bir şekilde yürümek, hava atmak
to strut or walk in a manner that reflects arrogance or self-confidence
Intransitive: to cock somewhere
Örnekler
The model confidently cocked down the runway.
Model, podyumda kendinden emin bir şekilde kasılarak yürüdü.
During the talent show, she confidently cocked across the stage after her successful performance.
Yetenek şovu sırasında, başarılı performansının ardından kendinden emin bir şekilde sahneyi kasılarak yürüdü.
Leksikal Ağaç
cocky
cock
