to pussyfoot
01
gizlice hareket etmek, sessizce ilerlemek
to move stealthily or furtively, often with the intent to avoid being noticed or caught
Informal
Örnekler
He tried to pussyfoot around the room, hoping no one would hear him.
Odanın içinde gizlice dolaşmaya çalıştı, kimsenin onu duymayacağını umuyordu.
She pussyfooted past the guards to avoid being seen.
Görülmemek için gardiyanların yanından gizlice geçti.
02
dolambaçlı yollardan gitmek, tereddüt etmek
to act in a cautious, hesitant, or overly careful way, often to avoid commitment, confrontation, or making a firm decision
IdiomInformalÖrnekler
Stop pussyfooting and tell me what you really think!
Dolambaçlı yollardan gitmeyi bırak ve bana gerçekten ne düşündüğünü söyle!
She pussyfooted around the negotiation, afraid of making the wrong move.
O, yanlış bir hamle yapmaktan korkarak, müzakere sırasında tereddütle davrandı.
