unlikely
un
ʌn
an
like
ˈlaɪk
layk
ly
li
li
British pronunciation
/ʌnˈlaɪkli/

"unlikely"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

unlikely
01

olası olmayan

having a low chance of happening or being true
unlikely definition and meaning
example
Örnekler
It 's unlikely that it will rain tomorrow, as the weather forecast predicts clear skies.
Yarın yağmur yağması olası değil, çünkü hava tahmini açık bir gökyüzü öngörüyor.
It 's unlikely that she will change her mind about quitting her job; she seems determined.
İşini bırakma konusunda fikrini değiştirmesi pek olası değil; kararlı görünüyor.
02

olası görünmeyen, inanılması güç

difficult to consider as plausible or believable
example
Örnekler
He made an unlikely claim about finding treasure in his backyard.
Arka bahçesinde hazine bulduğuna dair olasılık dışı bir iddiada bulundu.
Her story seemed unlikely, but she insisted it was true.
Hikayesi olası görünmüyordu, ama o gerçek olduğunda ısrar etti.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store